Waldorf Astoria – Tripoli
“Art Deco” mimari tarzlar içerisinde bana en yakın olandır. Keskin hatların, belirgin geometrik desenlerin, koyu renk ahşapların, gravürlerin, pirincin ve varakların ön plana çıktığı içerisinde Bauhaus, Contructivizm, Modernizm, Barok, Rokoko, Futurizm, Artnouveau gibi birçok stili bir arada bulunduran ve bunları harmanlayan bir çizgidir çünkü. Sürprizlidir, gösterişlidir…
Aslına bakarsanız Art Deco’nun ana vatanı Fransa’dır… Onlarca koloniye sahip olan Fransızlar’ın gittikleri ülkelerin kültürlerinden etkilenerek yarattıkları bir mimari akımdır. Özellikle simetrik yuvarlak hatların, dalgalı formların, keskin köşeli kübist elemanların, bitkisel desenlerin oldukça yoğun kullanıldığını hemen görebilirsiniz.
Libya’nın başkenti Tripoli’nin en önemli oteli olacak olan Waldorf Astoria’yı tasarlamak bize kısmet oldu…
Müthiş bir zevkle tasarladığımız bir proje… Zor olan bölümü ise Fransız ve Amerikan Art Deco çizgisinin birleştirilip yepyeni bir “Arabic Art Deco” çizgisi yaratmak zorunda oluşumuzdan kaynaklanıyordu.
Libya hükümeti Tripoli’deki Waldorf Astoria Oteli’nin Libya kültürünü yani Arap çizgisini yansıtmasını istiyor… İnanın feci zor bir iş!
Doğal olarak biz de konseptimizi daha “Oryantalist bir Art Deco” üzerine kurguladık. Ağır, ihtişamlı ama mutlaka ve mutlaka Arap kültürünü ve sanatını yansıtan bir tasarım.
Sözü daha fazla uzatmadan sizleri WALDORF ASTORIA – TRIPOLI’nin giriş, lobby ve standart oda perspektifleriyle baş başa bırakıyorum. Umarım başarılı olabilmişizdir…
Not: Yazımı dergiye hazırlarken Libya’da halk isyanı başladığı haberlerini aldım… Umarım projemizi tamamlayabiliriz!!
