© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Rezonans Kanunu ve Mucizevi Değişim

Rezonans Kanunu ve Mucizevi Değişim

Bu ay, istemenin sırrı diyebileceğimiz bir içerikle karşınızdayım. Yeter ki gerçekten iste… “Bir şeyin olmasını istiyorsak, o şey biz olmalıyız; sonuçta, yaşam biz varsak var, yoksak yok.”

Düşündüğün, hissettiğin, gördüğün ya da istediğin ne varsa yaşamına çekebilirsin. Nasıl mı? Rezonans Kanunu ile. Meşhur “Çekim Yasası” hakkında hiçbir şey bilmeseniz bile, bir fikriniz vardır. “İstediğiniz şeyi kendinize çekebilirsiniz.” der. Rezonans bu yasaya benzerdir. Kuantum ile ortak çalışır ve isteklerin yönetimi için yollar sunar. Önce, rezonans ne demek onu paylaşalım: Bir maddenin titreşimi, salınımı ya da enerjisi olarak tanımlanabilir. Her şeyin bir enerji olduğunu kabul ediyorsanız, sizin de bir rezonans alanınız vardır. O yüzden, tekrar yazayım; düşündüğün, hissettiğin, gördüğün ya da istediğin ne varsa yaşamına çekebilirsin, der. Rezonans Kanunu bir olumlamadır. Şöyle ki, yaşamımızda olmasını istediğimiz şeylere ulaşmanın yolunu sunar. Çok istediğimiz işi almak, çok istediğimiz aşka kavuşmak ya da o istediğimiz tatili yapmak için bilimsel temellere dayalı çalışmalarıyla bize bir kapı aralar ve hedefe giden yolu görmemiz için, güneşi bulutlar ardından çıkaracak gücümüzü bize fark ettirir.

Rezonans Nasıl İşler

Öncelikle, Rezonans Kanunu’nun temeli kalptir. Düşüncelerden farklı olarak kalpten gelen isteğin yaydığı enerji karşılık bulup hayatımıza dâhil olur. Sevmeseniz de hayatınızda olan insanları düşünün. Onlarla ortak bir enerji alanınız mutlaka vardır. Bağınızı koparmanız, o enerji alanınızın kopması ya da frekansınızın bitmesi anlamına gelecektir. “Eğer şu ana kadar isteklerimiz gerçekleşmediyse, en büyük arzularımıza ulaşamadıysak, hayatımıza istemediğimiz, bizi aşağı çeken şeyler dâhil olduysa, mutlu değilsek, bütün bunların sebebini Rezonans Kanunu’nda bulabiliriz. Rezonans Kanunu’nu uygulamaya başladığımızda, hayatımızda büyük ve kayda değer değişiklikler büyük bir hızla mümkün olacaktır. “Doğru İstersen Olur”, “Başarının Sırları” ve “Rezonans Kanunu” kitaplarının yazarı Pierre Franckh da kitaplarında isteklerimizin kalp ve zihin buluşması olduğu zaman gerçekleşeceğini, evrene yaydığımız titreşimlerin hayatımızı etkilediğini anlatır. Bu konuda daha derin bir kaynak ihtiyacınız varsa bu kitapları okumanızı tavsiye ederim.

1993 yılında duyguların insan vücudu üzerindeki hâkimiyeti hakkında yapılan bir araştırmada kalbimizin, çapı 2,5 metre olan büyük bir enerji alanıyla çevrili olduğu tespit edilmiş. Yayılan bu enerjinin ne denli büyük olduğunu Heart Math Enstitüsü şöyle açıklamış: Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) altmış kat, manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kat daha kuvvetli.

İstekler yönetilebilir bu kanuna göre. Ne istediğimizin farkında olmak bir titreşim yaratır; sonra bu titreşim, isteğimizle karşılaştığı zaman hayatımıza dahil olmasına sebep olur. “Ben de tam seni arayacaktım.” cümlesini kurmanıza sebep olan o küçük tesadüfün adıdır rezonans. Rezonans Kanunu evrende her şeyin birbiriyle nasıl titreşimde olduğunu anlamamızı sağlar. Peki, burada birlikte düşünelim. O aşkı ne kadar istiyorsun? O arabayı alıp kullanmaya başladığında sana nasıl hissettirecek? Yeni işin nerede olacak? Öğrenmek istediğin o sporu yapmak adına daha ne kadar bekleyeceksin? Gerçekten, istediklerinle ilgili ne kadar eminsin? Yaşamında olmasını istediğin o şeyin farkında olmak, onu yaşamında hayal etmek, elde ettiğin zaman aynı isteği korumak, isteyip istemediğini bilmek o titreşimi yaratacak ve yaşamınıza istediğinizi çekmenize yardım edecektir. Rezonansı harekete geçiren önemli bir noktayı da unutmayalım: Benzerler birbirini çeker. Titreşimimizle uyumlu her şey hayatımıza çekilecektir. Unutmamak gereken nokta ise o titreşimin negatif de olabileceğidir. Kem gözlerin enerjisini, yani nazarı düşünün. Nazar da bir rezonans halidir. O üzerimize çöken negatif enerjiyi çeken de bizizdir. Rezonans alanımızın isteklerimize cevap vermesini istiyorsak pozitif rezonans alanlarında kalmamız gerekir. Bunun için yapmamız gereken şey isteklerimize uygun meşguliyetler edinmek, o yöne bakar olmak, bize değer veren ve her koşulda yanımızda olan kişilerle daha fazla zaman geçirmek. Rezonans alanımızı güçlendirmek için isteğimizle ilgili yerlerde daha fazla zaman geçirebilir, bize iyi gelen, iyi hissettiren, canlandıran ve enerjimizi yükselten etkinliklere dâhil olup etkileyici müzikler dinleyip ilham veren kitaplar okuyabiliriz. Ne istediğimizin farkına vardığımız, daha iyisini istemekten korkmadığımız, olumlu düşünceler ve olumlu söylemlerle bilinçaltında olumluyu çoğaltıp hayatımıza çektiğimiz bir hayat, bizlerle olsun.

 

Yazar Hakkında /

Özgür Aksuna, 1978 yılında çok sevdiği Ankara’da dünyaya geldi. Üniversite yıllarına kadar Ankara’da eğitim hayatını sürdürdü, Müzik ve yayıncılık hayatına 1995 yılında TRT Ankara Radyosu ve TRT Ankara Televizyonu’nda başladı ses sanatçısı olarak bir çok program, konser ve turnelerde görev aldı, beraberinde ses sanatçılığı kariyerine Kültür Bakanlığının kadrosunda da bir süre devam ettikten sonra bir çok özel radyoda program yapıcısı, spiker, haber editörü,müzik direktörü, dj eğitmeni ve yayın yönetmenliği yardımcılığı yaptı. 1999 yılında Türkiye’nin en önemli yabancı müzik istasyonlarından Capital Radio ile başlayan Dj’lik ve radyo programları ile adını “Türkiye’yi Uyandıran Adam” olarak tüm Türkiye’ye ve yurt dışına duyurdu.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.