© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Öz Şefkat Yolculuğu “Şefkat ve Öz Şefkat”

Öz Şefkat Yolculuğu “Şefkat ve Öz Şefkat”

Yaşadığımız zor zamanların bizi ne kadar derinden etkilediğini ve duygusal yorgunluğumuzun çok üst seviyelerde olduğunu hepimiz biliyoruz. Yeniden ayağa kalkıp birbirimize destek olarak yeni başlangıçlar yapmalıyız.

Birbirimize destek olmak için hayatın zorluklarına direnmek, üstesinden gelmek için önce kendimizi beslemek ve dinginleştirmemiz gerek. Şefkat benzersiz bir kendini keşfetme yolculuğudur… Düşüncelerin ortaya çıkması ve yansıtılması için hayatı keşfetme ve anlam bulma arayışıdır. Bazen sıkışmış hissederiz ve tıkandığımız noktalarda öz şefkat, yolumuzu açmak için en iyi çözümlerden olacaktır. Sihir değilse de sihirli bir mucizesi vardır.

Şefkat Nedir?

Şefkat kelimesinin (compassion) kökenleri Latinceden gelir. Com- (beraber) ve -pati (acı çekmek) demektir. Şefkat “acıyı paylaşmak, anlamak ve fark etmek”tir. Kökeninde sevgi, merhamet ve yardım duygularını bulundurur. Her dilde farklı söylense de, felsefi olarak başka yaşansa da hepsinde pozitif bir duygu ve davranış kendini gösterir. Kendine şefkat ise asıl başlangıç noktasıdır; her savaşımızda ya da eksik kaldığımız noktalarda bir başkasına nasıl yardım elimizi uzatıyorsak aynı özeni ve samimiyeti, sıcak dokunuşu kendimize sunabilmektir.

Kendine Şefkat Mucizesi Nedir?

Zor zamanlardan geçerken korkularınızın azalmasına, motivasyonunuzun artmasına destek olur. Güvenli bir alan oluşturmamızı ve ona sığınmamızı sağlar aslında. Özsel eleştiriyi azaltır, kendimize yargısız infaz yapmamızı engeller; böylelikle düştüğün yerden tekrar kalkmayı ve devam edebilme gücünü artırır. İçimize çekildiğimizde, kabuklar oluşturduğumuzda ve kimsenin bize ulaşmasını istemediğimizde bu engellerin ortadan kaldırılmasına yardım eder ve ulaşılabilir oluruz. Kısıtladığımız potansiyelimizin serbest kalmasına yardımcı olur.

Öz Şefkat Kasımızı Nasıl Geliştiririz?

Başkaları için şefkat gösterebiliyorsak kendimiz için de bunu yapabiliriz demektir. Bu, temelin bizde bulunduğunu gösterir. Bu, hepimizin kendiyle bağ kurmasının temel duygusudur. Başkalarına fayda sağlamanın yolu, kendine iyi bakmaktan geçer; kendine iyi bakarsan başkalarına da yardımın dokunur.

“Uçakta oksijen maskesi düştüğünde hostesler maskeyi önce kendinize takın derler. Bunun sebebi, siz iyi olmadan başkasına iyilik sağlayamazsınız demektir. Önce sen demektir, sen varsan her şey çok daha güzel olacaktır demektir.”

Bu nedenle önce sen demeyle başlayacak değişim. Hep ben demeden yapmak önemli, çünkü önce ben dersen bu egoyu ortaya çıkarır. Kendine şefkatli olmak bencillik değildir aslında, bize bunu öğretiyor… Aksine, kendine şefkatli olmak herkese yardımcı olur. Bu, öfke kontrolüne de fayda eder, daha sakin ve anlayışlı davranmayı sağlar, ilişkilerinde daha başarılı yapar. Kendine şefkat, kendine acımak değildir; lütfen karıştırmayalım… Bu, benlik saygısını geliştirir aksine. Başarısız olabilirsiniz veya mücadele ediyor olabilirsiniz, ancak nerede olursanız olun şefkatli olabilirsiniz. Kendine şefkat, zayıf olduğunuz anlamına gelmez. Kendine şefkat, motivasyonunuzu zayıflatmaz.

“Sana inanıyorum.”

“Evet, başarısız oldum ama bundan ne öğrenebilirim, bunu nasıl farklı yaparım, nasıl daha iyi hale getirebilirim?”

Daha bilinçli ve kendinin farkında olmanın yolu buradan geçer, iç eleştirmeninizin sesini kısabilirsiniz ve yönetebilirsiniz, kendinizle daha iyi bir arkadaş olabilirsiniz, öğrenmeye ve gelişime istekli hale gelir ve kendinizi daha özgür hissedersiniz, en önemlisi de harekete geçme ivmenizi yükseltirsiniz.

Kendini seven, kendiyle barışan, hayatla barışır, dünyayı sever. Ayrışma ve kutuplaşmanın bu kadar yükseldiği şu dönemde içten başlayarak dışarıya doğru gelişen bir sevgi bağına ihtiyacımız var, yıkılan tuğlaları önce kalbimizde yeniden örmeye başlarsak gerçek tuğlaları yapmak için daha fazla özenli davranırız. Biz olduğumuz sürece, birlikte olmayı başardığımız sürece birçok kez yaptığımız gibi, iyileşebiliriz ve tekrar güçlenebiliriz. İnsan insanla iyileşir ve biz birlikte iyileşeceğiz.

Yazar Hakkında /

Özgür Aksuna, 1978 yılında çok sevdiği Ankara’da dünyaya geldi. Üniversite yıllarına kadar Ankara’da eğitim hayatını sürdürdü, Müzik ve yayıncılık hayatına 1995 yılında TRT Ankara Radyosu ve TRT Ankara Televizyonu’nda başladı ses sanatçısı olarak bir çok program, konser ve turnelerde görev aldı, beraberinde ses sanatçılığı kariyerine Kültür Bakanlığının kadrosunda da bir süre devam ettikten sonra bir çok özel radyoda program yapıcısı, spiker, haber editörü,müzik direktörü, dj eğitmeni ve yayın yönetmenliği yardımcılığı yaptı. 1999 yılında Türkiye’nin en önemli yabancı müzik istasyonlarından Capital Radio ile başlayan Dj’lik ve radyo programları ile adını “Türkiye’yi Uyandıran Adam” olarak tüm Türkiye’ye ve yurt dışına duyurdu.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.