© Copyright 2018 Mag Medya
blank
Başa Dön

Bakarsın Umduğundan iyi Geçer Yaz!*

Bakarsın Umduğundan iyi Geçer Yaz!*

Sana üst üste kaç kez daha aşık olabilirim ben? Sayıların abaküsümden döküldüğü yıllardan bu yana, böyle duru bir toplama işlemi görmediğim için cevap veremedim soruna. Yoksa hazırlıklıyım aslında!
Burnunun dikine giden bir çocuk gibiyim ben! Hiç değişmedi yaşamın özünü kurcaladığım yer! Okul yolundan sapıp leblebi tozu satan bakkala gitmek, poşeti ağzıma dayamak suretiyle boğazıma kadar o tozu doldurup sonra öhöö öhöö sesleriyle masumiyetimden yaramazlık çıkartıp rahat etmek istiyorum. Evet! Sana aşık olmak yerine bunu yapmak!

İçinde kuş tüyleri olan bir zarfla böyle bir mektup alsaydınız ne yapardınız? Cevap verecek gibi olursanız kendinizi tutun. Çünkü bazı soruların cevabı yoktur! Yaz bulutları tepenizde selam vererek koşar bazen. Yosunlar yeşili gözlerinize iter, deniz maviyi giyip çıkarır gün içinde binlerce kez. Üstü açık bir arabadan belinize kadar uzanıp rüzgarı tutmak gibi, özgürlüğün bütün dokularınıza işlediği yazlardan geçersiniz. Böyle bir yaz bu yaz! Yaşadıklarım nicedir unuttuğum ‘’acabalarımı’’ kucağıma bırakıp kaçtı. Her şey; bir parçası ısırılmış elmalar, çocukken dut yaprağı yedirdiğim tırtıllar kadar saf!

Siz de Güney’deki yolların tabelalarını sever misiniz? Açık kahve elden düşme kontrplaklarla birbirine çivilenmiş o küçük dikdörtgenlerin arasında kiraz satan köylüleri geçtikçe yenilenir misiniz? Şimdi yola çıkacak olsam işte o tabelalara doğru sürerdim arabayı! Kıyı şeritlerinin o kendine has dinginliğine ortak olurken, mektubum da yanımda olurdu, başlıktaki soru da!

Yollanmamış mesajların, söylenmemiş sözlerin, bir türlü izlenememiş filmlerin içinden, piyango gibi kendinizi ‘’çekmek’’ istediğiniz ilişkilerden geçip, siz de buraya gelmek ister misiniz? Öyleyse gelin!

Alçakgönüllü bir rüzgar eserken, geçmişe ait kimi boşluklar savrulup gider burada. Gelin bir şeyler atıştırırız, bir teras buluruz sonra. Sıcak taşlarından araba fırçasıyla suyu iterken, ayaklarımızın yanacağı bir teras! Temmuz’da günler muhteşem doğar ve batar. İzleriz gözlerimizi kırpmadan! Hep bir şeyler olurken güzel dediğimiz bütün yazlar gibi Ağustos’u da Eylül’e bağlarız biz!

Kasabaların telaşsız öğle sonlarından geçerken; “Boncuk dizeceğim ben!” diyerek gelip Güney’e yerleşenleri gözümüze kestiririz. Hayat boyu bir sahil kasabasında ya da masaldan düşmüş Ada Santorini’de balık tutarak, mütevazi bahçenizde sebze meyve yetiştirerek yaşayabileceğinizi düşündünüz mü? Yani; siz hiç sadeleştirilmiş bir metnin üzerinden yürüdünüz mü? Söz veremem ama bunu da deneriz! Santorini’ye gider, küçük tahta iskelenin kendine özgü iyot-yosun kokusunu bulur, ciğerimizi onunla doldurup boşaltırız. Deve cüce oynarız, açık sarı güneşin ellerinden tutarız. Az gider uz gider, dere tepe düz gider sonunda aşka çıkarız.

Bir yaz daha geçer… Söylediğimiz her şey ‘’Kelimelerin gücü adına! ‘’diyerek başladığımız oyunlara dönüşürken, son sözleri kalbimizin derinliklerinde muhafaza etmeye söz veririz. Sözcükler sözcükler sözcükler… İşte böyle yazlara ve yaşama yerleşirler!

Marşımız bile var;
Kaptan kır dümeni
Gidelim ufuk çizgisine,
O çizgiye ‘’engin’’ diyenleri bulacağız
Üst üste kaç kez aşık olunabiliyorsa birine,
O kadar olacağız işte!

Yazıya son dokunuşlar Boğaz Köprüsü’nü geçerken yapılıyor. Birazdan dergiye yollanacak cümleler iki kıtanın bütün şiirlerini şu sol taraftan gelen gemiye ‘’yolcu’’ mu yapmıştı? Bu ne güzel bir yaz böyle, şiirli şarkılı, marşlı!

ELÇİN’DEN ÖNERİ

Elçin’in yazdığı Marş’ta, kafiye, uyak, vezin aranmaz! Artistik, fantastik bir Marş işte! Diyerek okunup geçilmeli.
Sezen söyler ‘’Şen’’ şarkısında;  bakarsın umduğundan iyi geçer yaz! Bu yaz, bütün yazlardan güzel olabilecek bir yaz ise, ona şans verilmeli.
Çokça fotoğraf çekilmeli bu aylarda. Böylelikle pencereden kar, sokaktan ıslak tekir geçerken içimiz fotoğraftaki güneşle ısınabilir.
Koyu renk kıyafetlerle bir türlü anlaşamayan bu güzel mevsimle mücadele edilmemelidir!
Bilirsiniz; kışın ve sonbaharın bittiği caddede görünen her şeye ‘’YAZ’’ denir. Yaz akşamları bir başkadır! Bulunan bütün çardaklar zapt edilmeli, geceleri cırcır böcekli bir yoldan geçip  kumsala inilmelidir.

*SEZEN AKSU

Yazar Hakkında /

Radyo ve televizyon program sunucusu olan Elçin Gören, RTÜK tarafından ”En İyi Türkçe Konuşan Haber Spikeri Ödülü” sahibinin olmuştur. Kendisi aynı zamanda belgesel ve reklam seslendirmeliği de yapmaktadır. Ve güncel olarak http://elcingorengri.blogspot.com/ adresinde blog yazmaktadır.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.