© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Bir İstanbul Masalı SİREN ERTAN

Bir İstanbul Masalı SİREN ERTAN

Zekası, güzelliği ve asaletiyle herkesin beğenisini toplayan, sosyal sorumluluk projelerinden tutun da daha birçok konuda muhteşem başarılara imza atan ve bu konuda kendinden sıkça söz ettiren Siren Ertan Çarmıklı ile çok özel bir çekim gerçekleştirdik. Çocukluğundan beri modaya olan ilgisi ve kendisi için tasarladığı kıyafetlerin çevresi tarafından beğenilerek yoğun talep görmesi sebebiyle 2004 yılında kendi haute couture atölyesini açarak muhteşem bir marka oluşturan Siren Ertan Çarmıklı’yla kendi moda evinde yaptığımız çekimlerin enerjisi bir hayli yüksek oldu… Kendisi cana yakınlığıyla bizleri büyülerken şirin köpeği “Pink” te MAG objektiflerine poz verdi…

 

 

2004 yılında kurduğunuz markanızla kendi tasarımlarınızı sergiliyorsunuz. Tasarımlarınızda nerden ilham alıyorsunuz? 

Tamamen müşterimin kendisinden ilham alırım. Çünkü mesleğim “haute couture” yani kişiye özel tasarım yapmak, bunu gerektirir. Müşterimin kusurlarını kapatıp güzel yerlerini öne çıkarmaya, onun yaşına, konumuna, renklerine, yerine göre kıyafet hazırlamaya odaklanırım. Tabi bu arada günün modası ve o ara beslendiğim detaylar da tasarımlarımı etkiler.

 

Tasarımlarınızı en çok kimler tercih ediyor?

Türkiye’nin her yerinden, her yaştan, her mevkiden çocukları, genç kızları ve kadınları, iş hayatının ve cemiyetin tanınmış simaları müşterilerim.

 

Tasarımlarınızı en çok kimin üzerinde görmek istersiniz? Neden?

Belli bir kişiyi hiç düşünmedim. Kapımdan ve gönlümden geçen herkesin tasarımlarımı giymesini isterim. Ben giymeyenlerin kayıpta olduklarını düşünürüm. Çünkü benim kıyafetlerimle kadınların son derece şık, zarif, elegan ve fark edilir olacaklarını garanti edebilirim. İşimde asla mütevazı biri değilim!

 

“Moda” sizin için ne ifade ediyor?

Ben modanın neşeli bir şey olduğunu düşünürüm. Giyimden mobilyaya kadar birçok alanda değişim sağlar ve hayatlarımıza renk katar. Bunun da ötesinde milyonlarca kişiye istihdam sağlar. Ancak modayı kafaya çok da takmaya gerek yoktur bence.

 

Modanın içinde olan biri için çok ilginç bir yaklaşım…

Bana modayı sorduğunuz için yorumum budur. Ama bana mesleğim “haute couture”ü ve iyi, doğru giyinmeyi sorarsanız işte onlar başka bir şeydir. “Haute couture”le hayatınızda olabileceğiniz en iyi görüntünüze ulaşmanız mümkündür. İyi ve doğru giyinmek de hayatınızı hiç çaktırmadan öyle bir etkiler ki… Şöyle düşünün; iş görüşmesine giderken ya da ilk randevunuzda giyilmiş yanlış bir kıyafet sizi mükemmel bir kariyerden ve hayatınızın aşkından edebilir.

 

Siren Ertan Çarmıklı’nın bir günü nasıl geçer?

Sabah eşimi işine yolcu edip, evin rutin işleyişini kontrol ettikten ve yardımcılarıma gerekli talimatları verip ofisime gitmek üzere yola çıkarım. 8 yıldır İstanbul’da olup da çalışmadığım bir günüm yoktur. Haftada 6 gün, en erken 19.30’da kapattığımız bir işim var. Onlarca aile bu atölyeden ekmek yiyor. Onların sorumluluğu omuzlarımda hissederim, Allah da eksik etmesin. Yolda maillerime bakar, telefon görüşmelerimi yaparım, bazen de kumaşçılara uğrarım. Ofisime girdiğim andan itibaren beni çok yoğun bir gün bekler; asistanımla ofis işlerimizi yaparız, müşteri randevularımı, prova ya da teslimatları, yeni tasarımlar için atölye mesailerimi yapar ve sonra işimle ya da sosyal sorumluluk çalışmalarımla ilgili toplantılarımı yaparım. Bu arada bir dost sohbetine vakit ayarlayabilirsem kendimi çok şanslı sayarım. Akşam eve dönerken eşimle konuşur, durumumuza göre akşamki programımıza karar veririz.

 

Şıklığınız, zarifliğiniz ve seçimlerinizle herkes tarafından çok beğeniliyorsunuz. Farklı bir stiliniz var. Peki, stil sahibi olabilmek için sizce neler yapılmalı?

Teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Bence stilinizin içinden gelmesi her şeyden önemli. Çünkü stil dediğiniz şeyin en önemli şartı süreklilik göstermesidir. Tarzınızdaki süreklilik sizi farklı kılacaktır…

 

 

Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Klasik ama farklı. Bana göre şıklık ayrıntılarda gizlidir…

 

 

 

 

Kıyafetlerinizi nasıl seçiyorsunuz?

 

Kendi markamdan başka marka gece kıyafeti giymediğim için son gün atölyemde deli gibi bana bir kıyafet yaratmaya çalışırız. Buna imkanımız yoksa, bana çok yakışmasa bile bir müşterimizden rica ederim (gülüyor). Çünkü başka marka giymem işime saygısızlık olur gibi geliyor bana. Hem daha çok kendi markamdan giyeyim, hem de alış-verişe vakit ayırmak zorunda kalmayayım diye atölyemde iş arasına birkaç günlük tasarım sokarım. Dikmeye vakit bulamadığımızda ya da uzun yıllar gardırobumda olmasından mutlu olacağım, beğendiğim tasarımları da satın alırım. Gardırobumu eklektik bir yapı olarak görür, her parçayı tıpkı bir koleksiyoner gibi seçerim.

 

Dünyada ve Türkiye’de kendinize örnek aldığınız tasarımcılar var mı?

Hayatta üretken olmayı seçen ve bir şeyler yaratabilen herkese büyük saygı duyarım ben. Yıldırım Mayruk gibi haute couture’ün duayenlerini ise ayakta alkışlarım, çünkü benim mesleğim çok ama çok zor.

 

Size göre gelmiş geçmiş en önemli stil ikonu kimdir?

İlk aklıma gelen Coco Chanel, giyim tarzı ve yarattıkları ile tüm dünyayı derinden etkilemiş bir kadındır.

 

İstanbul’daki moda haftalarını yakından takip ettiniz mi? Nasıl buldunuz?

Dostum olan tasarımcıların defilelerine gitmeye gayret etsem de hayır, tamamını takip ettiğimi söyleyemem. Çünkü yapacak daha önemli işlerim olabiliyor. Nasıl bulduğuma gelince; beynen ve fiziken insan gücünün, paranın ve zamanın çok daha iyi kullanıldığı moda haftaları diliyorum. Çünkü aşık olduğum şehrim İstanbul bunu fazlasıyla hak ediyor.

 

Yurtdışındaki moda haftalarına katılmayı düşünüyor musunuz? Mesela bir Paris Moda Haftası’nda sizi görebilir miyiz?

Yurtdışında bir defileyi en güzel şekilde gerçekleştirebileceğimi biliyorum ve bunu gerçekleştirebilecek güce de sahibim. Ama inanın bu anlamda hiçbir hayalim yok. Çünkü hem evliliğim işimde büyümeye uygun değil, hem de Türkiye’nin dört bir yanından gelen müşterilerimle kurduğumuz bire bir dünya beni çok mutlu ediyor.

 

Nasıl daha büyük hayalleriniz olmaz?

Annemin çocukluğumdan beri dediğine göre; biraz hırslı biri olsaydım çok büyük bir iş ya da devlet adamı olabilirmişim. Ve tabi bir de hayattaki önceliklerimi belirleme güdüm var ki; eşim ve evliliğim her şeyden önce geliyor.

 

Hayata bakış açınızı bizimle paylaşır mısınız?

Yeni bir şey öğrendiğim, kendime bir şey ekleyebildiğim, kendimi işe yarar hissettiğim her güne şükrederim. Ve benim için hayattaki gerçek başarı; gittikçe daha iyi bir insan olmaktır, sadece böyle hatırlanmak yeter de artar bana!

[nggallery id=605]

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.