© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Yavru Vatan Kıbrıs Önerileri

Yavru Vatan Kıbrıs Önerileri

Anne olduğumdan beri Ece’yi bırakıp bir yerlere gittiğimin sayısı bir elin 5 parmağını geçmez. Geçemez. Çünkü o büyüdükçe daha da bir özlemle ona bağlanıyor ve çanta gibi yanımda onu her yere taşıma hissim daha da büyüyor.

Neyse gelelim sadede, birkaç zaman önce prensesi annemlere bıraktık, 2 gün karı-koca kaçalım buralardan dedik. E biz nereye gideriz, ya Kıbrıs’a ya da Londra’ya! Bu sefer ki seçim sıcak yavru vatandı. Uçağa binene kadar başımıza gelen seyahat kazalarından sonra(!) bizi uçağa götürecek otobüse bindiğimizde derin bir oh çektik ve yaşlı bir teyzenin gelip “Kıbrıs’a mı gidiyor bu otobüs?” demesiyle neşemiz yerine geldi ne yalan söyleyeyim.

Cod Baba
Sabah 9.30 ve rötarsız uçağın faydaları. 12 gibi Girne’deydik ve en favori mekanlarımızdan Cod Baba’da aldık soluğu. Hemen “fish and chips”lerimizi ısmarladık ve doya doya hasret giderdik. 10 numara 5 yıldız yemek ve servis. Size tavsiyem, sahipleri Haziran ayında dükkanı devredip tekrar Londra’ya taşınmayı düşünüyorlar, onlar devretmeden önce yolunuz Girne’ye düşerse Karaoğlan bölgesindeki bu sevimli restorana muhakkak uğrayın.

Kıbrıs ve Muhteşem Mimarisi
Biz kumar düşkünü bir aile olmadığımızdan kaldığımız otelin çok da ahım şahım bir kumarhanesi olmasının hiçbir gereği yok. Merkezi olsun yeter. Genellikle Jasmin Court ya da Dome’da kalıyoruz. Yürüyüş yapmak benim için bir zevk Kıbrıs’ta. O otellere tıkılıp bütün günlerini bir masanın başında geçiren insanları hiçbir zaman anlamadım anlamak da istemiyorum sanırım. Otele yemekten sonra yerleştikten sonra arabaya atlayıp Lapta’ya doğru bir gezi yaptık Kemal’le. Hayranım ada mimarisine. O kadar güzel fotoğraflar çektik ki, bir kaçını sizlerle paylaşıyorum buradan. Kıbrıs’a kışın ortasında resmen bahar gelmiş. Çiçekler boy vermiş, limon ağaçları meyve vermiş. Tam bir doğa terapisi yapıp, otele geri döndük ve akşam yapacağımız ziyafet için kendimizi dinlendirdik.

Vazgeçilmezim Saint Tropez
Ve saat 20.00 suları… Ziyafet nerede mi gerçekleşti? Tabii ki Saint Tropez’de. Geçen sene ilk keşfettiğimde iki sayfayı mekanın sahibi Hüseyin Bey’e ayırmıştım. Bu sene gene güler yüzü ve enfes yemekleri ile bizi karşıladı. İnanılmaz bir özenle hazırladığı menüden değişik tatlarla dünyamızı renklendirdi. Kapanışı da Fransızların “old school” usulü “crepe süzette” ile yaptı. Canlı canlı, alev alev ve ihtişamlı bir şov ile tatlılarımızı hazırladı, sanki bir dantel işlermişçesine bir o kadar özenle sundu bizlere. Gastronomi meraklılarına sırf bu restaurant’ta yemek yemek için bile gitmelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Mekanı terk ettiğimizde saat 12’ye geliyordu ve bir dahaki sefer geldiğimizde bize yemek sonrası sunduğu Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden getirdiği muhteşem mandalina likörünün üreticisi ile tanıştıracak.

Ada da 2. Gün
Tabii ki Girne merkezde Ali’de tavuklu hellimli tost yenildi ve taptaze portakal suyu içildi. Daha sonra Kemal’i sınırın öteki tarafına yolcu ettim ve başladım yürümeye. Girilmedik ara sokak, ana sokak bırakmadım. Mr. Pound diye bir dükkan keşfettim mesela. Her şey 1 pound! Yılbaşı süslerinden, kozmetiğe, mandaldan, peçeteye her türlü değişik ürünü bulabileceğiniz kocaman bir “gift shop”. Eve bir kaç mum, süs, peçete aldıktan sonra, saat akşam üstüne geliyordu ki, ismini son senelerde sıklıkla ve başarıları ile duyduğumuz Raşit Bağzıbağlı’nın dedesi Raşit Bağzıbağlı’nın kumaş mağazasına uğradım ve herhalde iki saate yakın bir süre kumaşların içinde nefes aldım. Her şeyden önce çok özel bir beyefendi tanıdım. Ülkesine, ailesine, rahmetli eşine ve işine aşık bir beyefendi. Kemal’de akşama doğru bu keyifli sohbete katıldı ve Con kahvelerimizi içip kendisiyle vedalaşarak, otelin yolunu tutuk. Haza beyefendi tabiri sözlükte Raşit Amca için tanımı olması gereken bir sözcük.

Ambiance
Akşam Ambiance’da full kebap gecemiz vardı. Şeftali kebabının hakkını cidden veriyorlar. Halen size anlatırken bile burnumda tütüyor. Denizin kenarında bir mekan burası. Check-list’e alın derim.

Deniz demişken iyi ki Jasmine’de kalmışız, gece uykuya dalga sesleri ile daldık desem, size şu mevsimde gitmeye ikna etmiş olur muyum?

Eziç
Ve son günümüzde bir Tuğçe klasiği olan Eziç’e yol aldık, Kıbrıs patatesini değişik bir karışıma bulayıp öyle kızartıyorlar. Tadını ben burada anlatmayayım, siz gittiğinizde deneyin.

Shooters
Çok şeker bir kafe de bir öğlen vakit geçirdik. Shooters. Burası da yeni açılmasına rağmen adaya hoş bir hava getirmiş. Güzel kekleri var.

Evet uçaktan inip Ankara’da eve vardığımda kızımın suratında bizi gördüğündeki mutluluğu ise hiçbir şeye değişmem.

Rüyalarınızı ertelememeniz ve damağınızın tadının hep yerinde olması dileğimle,
Çoook sevgiler!

Yazar Hakkında /

Yazarımız Tuğçe İnal; TED Ankara, Bilkent Ünv. Turizm ve American College of Switzerland (MBA) mezunudur. Çesitli sektörlerde yöneticilik yaptıktan sonra kendi şirketi olan Say Something Nice ile sosyal medya danışmanlığı yapmaya devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.