© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Sevmeyi ve Sevilmeyi Seviyorum

Sevmeyi ve Sevilmeyi Seviyorum

Yakın zamanda Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği 2019 yılı Medya Oscar Ödülleri Töreni’nde Nursel Tekin Özel Ödülü’nü kazanan Arka Sokaklar dizisinin yıldızı İlker İnanoğlu ile özel hayatını konuştuk. On yıldır devam eden ender diziler kategorisine sahip Arka Sokaklar dizisinin önemli karakterlerinden birine can veren İnanoğlu, sporcu ve disiplinli kişiliği ile de tanınıyor. Güçlü karakterleri oynamaktan keyif alan başarılı sanatçımız bir şarkıcıyı da oynayabileceğini hatta sesinin hiç fena olmadığını da fısıldadı arada. Çekim için buluştuğumuz Kanyon’da insanların yoğun ilgisine maruz kalan sanatçı gerçekten çok seviliyor. Yakın zamanda geçirdiği kaza sonucu aşil tendonu kopmuş olmasına rağmen yoğun spor programını asla aksatmayan aktör özel hayatında yeni bir evliliğe sıcak bakıyor. Sinema ve film camiasında en iyi eğitime sahip oyunculardan biri olan aktör her zamanki saygın tavırlarıyla sorularımı yanıtladı.

Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi? Hep oyuncu mu olmak isterdiniz?

Ben doğar doğmaz zaten kendimi bir sinema dünyasının içinde buldum. Annem star bir oyuncu, babam ise yapımcıydı. Beni beş yaşında kameranın önüne koydular ve yumurcak karakteri ortaya çıktı. Bu çocuk oyuncu yumurcak karakterini babam denemek istedi ve film gişe rekorları kırınca da devamı geldi. O yaşlarda değil ama on altılarımda çok koyu bir sinema seyircisi oldum. Yabancı filmleri seyrettikçe sinema işini tam kapsamlı olarak öğrenmek istedim. Bilhassa De Niro ve Al Pacino beni çok motive ediyordu. Yirmili yaşlarımda Los Angeles’e taşınmaya karar verdim UCLA Üniversitesi’nin Sinema Bölümü’ne başladım ve Los Angeles’ta bulunan en iyi oyunculuk koçlarını bulup senelerce eğitim aldım.

Ailenizin mesleğinizi seçmenizde etkileri oldu mu? Olduysa nasıl bir tepkiydi bu?

Yok. Ailemden kimse seçimimde etkili olmadı.

Amerikadaki setlerle bizimkiler arasında ne farklar gözlemlediniz?

Oradaki sektörle burası arasında çok fark var. Biz burada daha çok soap opera tarzı diziler çekiyoruz. Yakışıklı erkek ve güzel kız uzun bakışmaları, devamlı olayları açıklayan diyaloglar ve tabii ki buna biraz da sebep olan dizi süreleri ve arz talep meselesi. Maalesef bizim burada çektiğimiz bir bölüm neredeyse oranın üç bölümüne denk geliyor. Yalnız yavaş yavaş özel kanallara yapılan güzel işler de çıkmıyor değil.

Hayalinizdeki rol ya da roller nedir? Kimleri canlandırmak isterdiniz?

Ben en çok karakter rollerini seviyorum. Mesela bir seri katil, sakat bir insan, tarihten gerçek bir kişilik ya da eskilerden bir şarkıcı. Sesim de fena değildir bu arada.

 Bir oyuncu olarak kendinize nasıl bakıyorsunuz? Sağlık ve gençlik sırlarınız nelerdir?

Oyuncu olarak devamlı gelişmeye ve sınırları zorlamaya çalışan biriyim. Benim için en önemli şey gerçek hisleri yaşayarak oynamak. Eğer sinirlenmiş birini oynuyorsam gerçekten sinirlenirim. Sinirlenmiş gibi yapamam nasıl durduğum önemli değil oyunculukta karizma diye bir şey olmaz eğer böyle şeyleri düşünüyorsan zaten oyuncu değilsin.

Bir dizinin çok uzun sürmesinin manası nedir sizce?

Dizinin uzun sürmesi dizide çalışan herkesin para kazanması demektir.

Tekrar evlenmeyi düşünür müsünüz? Aile ve evlilik kavramlarına nasıl bakıyorsunuz?

Sevdiğim biri karşıma çıkarsa tabii ki düşünürüm. Ben sevmeyi ve sevilmeyi seven bir insanım.

Pişman olduğunuz şeyler nelerdir?

Kendi oğluma ayrılık yaşatmış olmak. Ben de ayrılık yaşadığım için onun bu durumu yaşamasını istemezdim.

Çocuğunuzun oyuncu olmasını ister misiniz?

Oğlum ne olmak isterse arkasındayım.

Sizce bizden bir gün Oscar kazanan oyuncular, diziler ve filmler olacak mı?

Tabii ki olacak. Ben yeni nesilden çok ümitliyim.

Sizce bu mesleğin nirvanası Oscar kazanmak mıdır?

Oscar tabii ki başarının en üst düzey tescili ama bence seyircinin beğenisi daha büyük bir ödül.

İnsanlara mesajlar veren filmler hakkında ne düşünüyorsunuz? İzlediği bir filmden etkilenip hayatını daha pozitif yönde geliştiren insanlar olması nasıl bir duygu?

Benim için bunun en güzel örneği bazen sokaklarda yanımıza gelen genç pırıl pırıl polis arkadaşlarımızın “Ben çocukluğumdan beri arka sokakları izliyordum bu yüzden polis olmaya karar verdim.” demesi paha biçilemez bir duygu.

Dizi dışında sizi pek göremiyoruz. Sosyal hayata zaman bulamayanlardan mısınızdır?

Sosyal hayatım pek yok. Bu hem işlerin yoğunluğundan hem de kendim istemediğimden dolayı.

En büyük hayaliniz nedir?

Her zaman güzel işler yapıp insanlara bir şekilde dokunabilmek, hislerini uyandırmak ve düşündürmek. Bu hem oyuncu olarak hem de yapımcı veya yönetmen olarak da olabilir.

Mutlu musunuz?

Her şeye rağmen mutlu olmayı öğreniyorum.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.