© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Kıskançlık mı yoksa “Othello” Sendromu mu?

Kıskançlık mı yoksa “Othello” Sendromu mu?

Aylardan mayıs. Bahar yüzünü iyiden iyiye gösterdi. Isınan hava ve Anneler Günü coşkusuyla dolu günlerde, sevginin bambaşka bir boyutundan bakmaya geldim sizlerin karşısına. Kıskanç mısınız? Sevgi kıskançlığı barındırır mı? Peki, sevdiğinizi kıskanabilmekten mutlu olur musunuz? Sorulara cevap düşünürken sizler, ben bir hikâye anlatacağım. Kıskançlığın en üst perdesinden.

Othello’yu bilir misiniz?

Othello, Shakespeare tarafından kaleme alınmış olan trajedilerden bir tanesidir. Ayrıca Othello, oyunun baş karakterinin adıdır. Oyun dört kişi etrafında döner. Othello, karısı, muhafız komutanı ve akıl hocası arasında. Othello, Kıbrıs’taki Venedik Koloni Ordusu’nun Osmanlılarla savaştığı dönemde başarılı ve saygı duyulan Mağrip kökenli bir komutan. Othello büyük bir kıskançlıkla ve bir yanlış anlaşılma sonucu eşi Desdemona’yı öldürüyor.

İngiliz Psikiyatrist John Todd, bu sanrılı kıskançlık halini ilk defa “Othello Sendromu” olarak tanımladığı için bu hikâyeyi anlatarak başladık.

Peki, nedir bu hastalık? Her kıskançlık aslında bir hastalık mıdır?

Başka rahatsızlıklarla paralel olarak ortaya çıkabilen bu sendromda kişi, eşinin kendisini hep aldattığını düşünür ve bu düşüncesinden ötürü kendisini tehdit altında hisseder. Bu tehdidin önüne geçmek için, eşini kısıtlama yoluna gider. Düşünceleri mantıksal gerçekliğe dayanmaz, kanıtları olmadan dahi aldatıldıklarına emin olurlar

Belirtileri şöyle sıralanabilir:

ï Eşinin kötü niyetli olduğunu düşündüğü için, her davranışını sorgular, her konuda hesap sorar ve onu suçlar. Sürekli savunma hissi yaratır.

ï Sosyal medya hesaplarını kontrol eder, beğenilere bakar, hesaplarının şifresini ister.

ï Eşinin eşyalarını karıştırır, kanıt arar, ev dışındaki aktivitelerini sınırlamaya çalışır.

ï Daima duygusal baskı uygular, gerekli gördüğünde bu baskıyı da kullanarak, eşini ailesinden ve arkadaşlarından uzak tutar. Asosyallik yaşanmaya başlar.

ï Kıskançlığın neden olduğu sorunlara rağmen, ilişkilerindeki çatışma için diğer kişiyi suçlar.

ï Düşüncelerini haklı görür. Agresif savunucudur.

ï Şiddete varan davranışlar sergiler, intihara teşebbüs ettiği dahi görülür.

Bu sendromun tespiti sırasında uzmandan destek almak en doğrusudur. En doğru sonuç için bir uzmanın, Othello Sendromu testini uygulaması gerekiyor elbette. Aşırı sahiplenme hali nedeniyle ortaya çıkan şiddet davranışlarının da önlenebilmesi için, belirtiler doğrultusunda, uzmanlar ilk önce altta yatan sebepleri arayabilir. Tedavi desteğini kabul ettiğinde gerekirse eşi de destek olarak, bu sendromdan mustarip kişiye yardım da edebilir.

Peki, bu sendrom neden ortaya çıkabilir?

Kesin bir araştırma sonucu olmamakla birlikte kişinin geçmiş sağlık durumu ve kaybetme korkusu ile birlikte yaşadığı öz güven kaybı dikkate alınabilir.

Neden kıskanırız?

Belki sorulması gereken soru budur. İletişim çağı dediğimiz günümüz koşullarında, aile içi iletişim, eşler arası iletişim, sendromdan mustarip kişinin hayatında olan insanlarla iletişimi de belirleyici rol oynayabilir. Toplumda kıskançlık, sahip olma gibi istek ya da duygular, bir sevgi göstergesi olarak kabul görebilmektedir. Bir aşamaya kadar normal sayılmaktadır ancak, aşırılık olmaya başladığı zaman Othello’nun hikâyesinde olduğu gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına da sebep yaratabilir.

Seven İnsan Kıskanır

Kıskançlık, bu sendroma doğru giden yolun ilk aşaması olarak görülebilir. Toplumsal olarak da bu sendromla ya da kıskançlıkla baş etmek için dikkat edilmesi gereken şeyler vardır. “Seven insan kıskanır.” sözüyle normalleştirdiğimiz, “Kıskandırmak için yapıyor.”, “Çok sevmek suç mu?” gibi kalıplarla haklı hale getirdiğimiz bu duygunun altında yatan sebeplerin konuşulmaya başlaması, sevginin sahiplenmekten çok, biz olmakla ilgisi olduğunu hatırlatan bir adım olarak kabul edilebilir.

Siz ne kadar kıskançsınız? Sevgi kıskançlık da içermeli midir? Peki, eşinizin kıskançlığının ne dozda olduğunu nasıl ölçersiniz?

Kıskançlık duygusu ile tek başınıza baş etmemek gerektiğini de unutmamalısınız. Belki sevginin ve sevmenin ne olduğunu doğru anlatmaya başlarsak, kıskançlık da ortadan kalkacaktır. Kıskançlık eğer ilişkinize, çevrenize ve ailenize zarar vermeye başlamışsa mutlaka bir uzmandan destek almayı ihmal etmeyin; bugün kıskançlık diye hafife aldığınız duygu, belki büyük bir problemin habercisidir.

Kabul etmek, sahiplenmemek, şahit olmak ve sadece o sevgiyi yaşamak. Ne diyordu Selvi Boylum Al Yazmalım’da Asya? “Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu. Sevgi emekti.”

Yazar Hakkında /

Özgür Aksuna, 1978 yılında çok sevdiği Ankara’da dünyaya geldi. Üniversite yıllarına kadar Ankara’da eğitim hayatını sürdürdü, Müzik ve yayıncılık hayatına 1995 yılında TRT Ankara Radyosu ve TRT Ankara Televizyonu’nda başladı ses sanatçısı olarak bir çok program, konser ve turnelerde görev aldı, beraberinde ses sanatçılığı kariyerine Kültür Bakanlığının kadrosunda da bir süre devam ettikten sonra bir çok özel radyoda program yapıcısı, spiker, haber editörü,müzik direktörü, dj eğitmeni ve yayın yönetmenliği yardımcılığı yaptı. 1999 yılında Türkiye’nin en önemli yabancı müzik istasyonlarından Capital Radio ile başlayan Dj’lik ve radyo programları ile adını “Türkiye’yi Uyandıran Adam” olarak tüm Türkiye’ye ve yurt dışına duyurdu.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.