© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Günce Şubat 2012

Günce Şubat 2012

1 Şubat, Çarşamba

Şubat ayına Cemal Süreyya’nın o güzel mısraları ile güzel bir merhaba çektim:

“ Aşk’tın sen. Gidişinden bildim seni..”  

Kimi aşk konularına yakın olmayı seviyor. Ben de seviyorum. Yalnızca aşka değil, dostluğa, sevgiye de.

 

9 Şubat, Perşembe

Yaşı geçkin olanlar iyi tanır Cenap Şahabettin’i. Üstat çocukluğunda çiçek toplamış, kelebek kovalamış, kimse bana mısın demeyince edebiyat alanına dümen kırmış. Yıllar boyunca şunu da bellemiştir ki, en yeni zenginlikler, hazineler ataların bıraktığı şeylerden başkası değildir. Oğluna şöyle öğüt verir:

“Yeni bir şey bulmak istiyorsan, geçmişin sayfalarını çevir. Güzel bir eskiyi, güzel bir yeni yap. Her şey gibi, yazınsal bir ilerlemede bir dön baba dön oyunudur. Eskilere olsun, yabancı yazarlara olsun öykünmekten çekinme..

 

14 Şubat, Salı

“…Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim. Ne güzel de darma duman ediyorsun beni…” Nazım Hikmet Ran

 

19 Şubat, Pazar

Günlük tutmak hoşuma gidiyor. Bu hevese çok kısa bir süre önce yakalandım. O tarihten beri, arada bir içimi boşalttığım küçük bir defterim var. “Bu günlük benim bütün değişmelerimi gösterecek” diyen Delacroix gibi, çelişkilere ve değişimlere yer veren bir günlüğüm olsun isterdim.

 

20 Şubat, Pazartesi  

Cemre havaya düştü.

Havanın ısındığını test etmek için önce Kuğulu Park’ta oturdum. Benim verdiğim ad ile “Öpüşen Aşıklar”  heykeline uzun uzun baktım. Beş yıl önce bir yazımda belirtmiştim, kontrol ettim hala değişmemiş. Neden heykeltıraşının ismi bir plaka ile yazılmaz ki eserinin altına?

Sonra da Tunalı Hilmi Caddesi’nden Kızılay’a yavaş yavaş yürüdüm. Bu beynime oksijen pompalama işine çanak tuttum anlamına da gelir aslında.

 

23 Şubat, Perşembe

Telefondaki bayan Çankaya Belediyesi’nden aradığını söyledi. Nusret Suman üzerinde yazdığım bir yazı aracılığıyla bana ulaştığını belirtti. Belediye Nusret Suman Sempozyumu adı altında bir etkinlik düzenleyecekmiş. Bana katkı koyup koyamayacağımı sordu. Evet, dedim.

Nusret Suman kim mi? Sık sık önünden geçtiğimiz, ama bir çoğumuzun artık kanıksadığı, bir dönem uzun tartışmalara neden olan Hitit Heykeli’nin ve Ankara’daki birçok eserin mimarı. Annesi Naciye Suman. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk kadın fotoğraf sanatçısı. Nusret Suman hakkında üç yazılık bir seri için bilgi kırıntıları arasında inanılmaz çaba harcadığımı hatırlıyorum. Tükürürüm ben bu sanatın içine diyen bir belediyecilik anlayışının hakim olduğu başkentte, böyle bir etkinliğin haberi beni sevindirdi.

 

24 Şubat, Cuma

“ Kim bilir,

Seni düşünerek yazdıklarımı

Kimi düşünerek okuyorsun..”

İlhan Berk

 

26 Şubat, Pazar

Montaigne, alışkanlığın ne yaman şey olduğunu açığa vurmak için şöyle bir hikaye anlatır, denemeler kitabında:

“ Bir köylü, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp, sevmiş. Sonra da bunu adet edinmiş. Tanrının her günü danayı kucağına alır, taşırmış. Nihayet buna o kadar alışmış ki, dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman onu yine kucağında taşıyabilmiş.”

 

Bugünlerde alışkanlıklarla baş etmek gittikçe zor hale geldi. İnadına tutunuyoruz, en kolay gelene…

Yazar Hakkında /

Yazarımız hakkında kısa özgeçmişi çok yakında sayfamızda olacaktır.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.