© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Sokrates’in Son Gecesi

Sokrates’in Son Gecesi

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

HALUK: 1975’ten beri tiyatro ile uğraşıyorum. Kukla tiyatrosuna ilgim 1978’de başladı. 1984’te Tiyatro Tempo’yu kurdum. Kukla tiyatrosu üzerine yüksek lisans eğitimi aldım. Karagözü Hayali Torun Çelebi’den öğrendim. Çok sayıda oyun yönettim ve çok farklı tarzlarda kukla teknikleriyle çalışmalar yaptım. Uluslararası birçok festivalde oyunlar sergiledim, Rusya’da oyun sahneledim ve ‘En İyi Oyuncu Ödülü’ aldım. Türkiye’de de aldığım ödüller var.

MARİNA: On beş yıl önce Moldova’dan geldim. A.Ü. DTCF’de Rus Dili ve Edebiyatı bölümünde yüksek lisans eğitimi aldım. O dönem Haluk Yüce ile tanıştım. Ortak noktamız kukla tiyatrosu oldu. (Türkiye’ye gelmeden önce kısa süreli bir kukla tiyatrosu deneyimim olmuştu.) Daha sonra evlendik ve onunla birlikte Tiyatro Tempo’da çalışmaya başladım. Şimdi oyunlarda oynuyorum ve tiyatro müdürlüğünü yapıyorum. Tempo olarak yurt dışında birçok festivale katılıyoruz, yabancı yönetmenlerle farklı projeler gerçekleştiriyoruz. En sonuncusu da ‘Sokrates’in Son Gecesi’.

Hayali Yüce Ali unvanını nasıl aldınız?

HALUK: Bu ‘hayali’ unvan “Karagöz Ustası” demek. Ben Hayali Torun Çelebi’nin ‘Karagöz’ öğrencisi oldum ve 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi M Salonunda düzenlenen geleneksel bir törenle ustam bana bu unvanı verdi. Seyirci karşısında ve ustaların önünde Karagöz oynattım, ustaların onayı ve izleyici alkışlarının sonucu olarak bana bu unvan verilmiş oldu.

Karagöz oyunlarına hak ettiği değerin verildiğini düşünüyor musunuz?

HALUK: Düşünmüyorum. Bu kesin konuşmam Türkiye’de yetişkin izleyici ve tiyatro camiası açısından dile geldi. Çocukların nezdinde tam tersinden söz edilebilir. Çocukların neredeyse tümü karagözün değerini biliyor. Uluslararası kukla camiasındaysa karagözün değeri en iyi şekilde biliniyor ve takdir ediliyor.

Neden çocuk tiyatrosu ve neden kuklalarla?

HALUK: Çocuk tiyatrosu çünkü çocukların yaptığı biçimde oyun kurmak hoşuma gidiyor. Farkında olarak ve farkına vardırarak oyunu kurmak ve inanarak ve keyif alarak oyun oynamak harika bir duygu. Çocuklarla bir şeyleri paylaşmak çok büyük bir deneyim ve keyif verici. Çocukların hayal dünyasına açılan kapıda kukla ise çok önemli bir oyun malzemesi. Sınırsız olanaklar, sınırsız düş dünyası, sürekli keşfetmenin büyüsü kukla dünyasının temelini oluşturuyor. Bu da çocukların dünyasına çok yakın duruyor.

MARİNA: Kendi hayatımla ilgili asıl planım bu değildi. Ama tiyatroya her zaman yakın durdum. Ve edebiyattan tiyatroya geçiş benim için zor olmadı. Bu işi çok sevdim. Çocuklara oyun oynamak ve çocuklarla oynamak çok farklı bir şey. Çocuklar gözlerinizin içine bakıyorlar ve size güveniyorlar. İçtenliğinize inanıyorlar ve onlara vereceğiniz şeyi almaya hazırlar. O anda neyi, nasıl vereceğiniz önem taşıyor.

Oyunlarda kullandığınız kuklaları kendiniz mi tasarlıyorsunuz?

HALUK: Birkaç oyunumuz hariç tüm oyunlarda kukla tasarımlarını ben yaptım. İki oyunumuzda tasarımlar Rusya’dan, bir oyunumuzda Bulgaristan’dan oldu.

Çocuklara karşı oynarken başınıza gelen komik bir anınız var mı?

HALUK: Hatırlamıyorum.

“Sokratesin Son Gecesi” adlı oyunu neden kuklalarla oynamak istediniz, bu oyunun oynanmasının bir nedeni var mı, neden bir başka bir oyun değil? Hangi tarihlerde oynanacak?

HALUK: Biz bir kukla tiyatrosuyuz ve ister istemez her fikre, her oyuna ‘kuklalarla nasıl olur acaba’ diye bakıyoruz. Oyunları tüm dünyada… Ve çok kez oynanan bir yazarın oyununu kuklalarla oynamak çok heyecan vericiydi, çünkü bu oyunun bu versiyonu dünyada ilk kez bizim tarafımızdan yapılmış olacaktı. Bu oyunda kukla olmaya uygun önemli noktalar gördük. Yönetmen olarak çalışmayı düşündüğümüz Petar Todorov da bu fikri benimsedi çok zor olacağını bile bile bu maceraya kalkıştık. Sokrates’in Gardiyan ile arasındaki konuşmalar bir iç çatışma gibi duruyordu ve bu fikir kendi başına bu metni kukla düşüncesine yaklaştırıyordu. Bu oyundaki Sokrates’in ortaya koyduğu düşünceler de birçoğumuzun kafasının içinde gezinen ve güncelliğini koruyan düşünceler. Bu oyunu ele almamız için bütün bu nedenler yeterli geldi bize.

MARİNA: Bir başka projemiz daha eşlik edecekti bu projeye. O oyunu şimdilik erteledik. Yine aynı yazara ait bir oyun. Sahneye herkesle bir şeyler paylaşmak için çıkıyoruz. Bazen bir metni okurken, o paylaşacağınız düşünceyi yakalamış olursunuz. Kimi zaman sadece bir metni seversiniz ve o oyunu hayal edersiniz. Bu proje de öyle gerçekleşti. Sokrates’i neredeyse her Pazar düzenli olarak oynamayı planlıyoruz. Yine de ilgili kişilerin web sitemizden programımızı takip etmelerini öneririz.

Sizin gibi kukla ve çocuk tiyatrosu ile ilgilenmek isteyen yeni nesillere başarılı olmaları için neler söylemek istersiniz?

MARİNA: Son birkaç yıldır bu alana girebilecek yeni kişiler kazandırmaya çalıştık. Ama ne yazık ki Türkiye’deki genel mantalite gençleri farklı yerlere ve değerlere sürüklüyor. Herkes çocuklar için -sözde- iyi şeyler yapmak istiyor ama gerçek anlamda hiç kimse bunun için çaba harcamıyor. Neredeyse herkes çocuk ve kukla tiyatrosunu hafife alıyor ve geçiştiriyor. Ve böyle olduğu sürece yeni nesillerin bu alanda başarılı olma şansları yok.

HALUK: Marina’nın dediği gibi çocuk ve kukla tiyatrosunu küçümsemek ve kendini bu tiyatro içinde görememek, daha doğrusu tatmin olacak şekilde görememek önemli bir nokta. Bu nedenle çocuk tiyatrosunu ve kukla tiyatrosunu koşulsuz olarak seviyor olmak çok önemli. Ancak böyle kişilerin yapabileceği, özveride bulunabileceği, çaba harcayabileceği, başka alanlarda ‘ego’ (!) tatmini arayışına girmeyeceği bir alan bu alan. Öz olarak söylenecek tek şey bu işi sevmek.

Türkiye’de sizce kukla tiyatrosu biliniyor mu?

HALUK: Bilinmiyor. Kuklanın ne olup, ne olmadığını bilen insan sayısı, abartmıyorum- 50-100 kişiyi geçmez.

En çok oynamayı sevdiğiniz kukla oyununuz hangisi?

HALUK: Hepsi. Çünkü sevmediğimiz oyunları oynamıyoruz ve her oyunun sevdiğimiz farklı özellikleri var.

MARİNA: Katılıyorum.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.