© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Palette Bir Renk: Usta Sanatçı Yakup Cem

Palette Bir Renk: Usta Sanatçı Yakup Cem

İran sanat ekolünün önemli hocalarından Hacı İslamiyan’ın yanında yetişen ve sanat dünyasının yaşayan değerli ressamlar arasında gösterdiği Oryantalist Ressam Yakup Cem ile keyifli sohbetimizi sizlerle buluşturuyoruz…

Sevgili Yakup Cem Hocam, bu yoğun sanat uğraşınız içerisinde bizlere zaman ayırdığınız için size teşekkür ederim. İran Tebriz doğumlusunuz. Tezhip, minyatür ve yağlı boya oryantalist çalışmaları içinde barındırdığınız resim sanatınızın temelini, Hacı İslamiyan’ın yanında aldığınız minyatür eğitimi oluşturuyor. Oradan başladınız ve yıllar içinde farklı disiplinlerde de eserler ürettiniz. Mimar Sinan Üniversitesi’nde aldığınız akademik sanat eğitimi bunun neresinde kalıyor ve size neler kattı?

Doksanlı yılların başında Akademi’ye girmeden önce, özellikle minyatür sanatında, benim yirmi yılı aşkın tecrübem vardı. Burada temel eğitim derslerinde daha önceden bildiklerimi pekiştirdim. Anatomi dersi çok ilgimi çekiyordu ve figüratif desen yapmak için de bol fırsatım oldu. Bu aldığım yeni bilgileri eskiler ile birleştiriyor, eksiklerimi tamamlıyordum. Yavaş yavaş yeni hedefler belirliyor, minyatürden klasik Avrupa resmine bir geçiş geliştiriyordum. Bugün gördüğünüz Avrupa stili, Osmanlı natürmort tablolarımın temelleri, o günlerde atıldı. Devamında da aşırı ve iradeli çalıştım, araştırdım ve daima ilerleyip daha iyi olmaya çalıştım ve bugünlere geldik. Bende büyük emeği geçen saygıdeğer profesörlerim Nuri Temizsoy, Serap Eyrenci ve Aydın Ayan’a da teşekkürlerimi sunmak isterim.

Çalışmalarınızda değerli taşlar, pigment olarak altın, deri, kemik, sedef, değerli madenler gibi materyaller kullanıyorsunuz. Resimlerinizde klasik anlamdaki boya ile yapılan resim sanatı dışında, hat sanatı, değerli taş ve maden işlemeciliği gibi uğraşıları da birleştiriyorsunuz. Bunu nasıl, kimden öğrendiniz?

Gençliğimde iyi bir gözlemciydim ve çok meraklıydım. Her türlü işe el atmak konusunda büyük bir iştahım vardı. Çarşıda, pazarda, hayretle deri ustaları ve ayakkabıcıları izlerdim. Kullandıkları aletleri ve metodları anlamaya çalışırdım. Onlarla arkadaş olup birlikte iş yapardım. Aynı şey marangozlarla, demir ustalarıyla ve mücevhercilerle de oldu. Yıllar sonra resim yaparken oradaki deneyimlerimi de kullanmak büyük keyif verdi ve güzel sonuçlar aldım. Resimlerimde altın işledim, elmas ve zümrüt gibi değerli taşlar yerleştirdim, deriden kabartmalı resimler yaptım, ahşap ve taş oydum, sedefleri işleyip üstüne yağlı boya ile resimler yaptım.

Yağlıboya çalışmalarınızda özel bir teknik geliştirdiniz. Kedi boynundan alınan kıllarla elde ettiğiniz fırçalar ile büyüteç altında eserlerinizi veriyorsunuz. Sabır ve çok uzun zaman gerektiren bir çalışma tekniği kullanıyorsunuz. Bunları yapmak aklınıza nereden geldi, bu fikirleri size kim veriyor?

Minyatür ustalarının eski zamanlardan beri kullandıkları bir gereçtir kedi kılından yapılan fırçalar. Çalışmalarımda hep daha ince detaylar yapma peşinde koştum. En ince fırçaların bile yetersiz kaldığı bir noktaya geldiğimde bu fırçayı elime alır ve yağlı boya işlerimin de en son, en ince detayını bu fırçayla yaparım. Malum bu detaylar gözle zor görülebildiğinden büyüteçler kullanırım.

Bir dönem Türkiye’de bulundunuz. İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi bünyesinde dersler verdiniz. Oxford, Paris, Los Angeles ve New York gibi önemli sanat merkezlerinde sergileriniz oldu. Daha sonra New York’a yerleştiniz. Sanat çalışmalarınızda Türkiye ne kadar yer alıyor? Burada sizi etkileyen nedir ve biz Türk sanatçılarına neler öneriyorsunuz?

Benim sanatsal çalışmalarımın kalbinde Türkiye’nin, Osmanlı’nın ve Anadolu’nun tarihi vardır. Yeni ilhamlar almak için başka bir kıtaya gitsem bile buradan kopamadım. Ruhumun beslendiği yer burası. Bu kültürün dünya tarihinde çok büyük bir yeri vardır. Bunun değerinin farkında olmamızda yarar var. Sanatçı dostlarıma da naçizane önerim bu kültüre sahip çıkmaları, buradan alınacak derslerle yeni ve özgün işler yapmalarıdır.

Sizi ilk olarak sevgili dostum Rahmi Çöğendez’den duydum. Eserlerinizi ise yıllar önce Bilkent Sanat Sokağı’nda ilk kez görmüştüm. Paris Anadolu Kültür Merkezi Başkanı Sayın Demir Önger yıllar önce serginizi gezdiğinde, büyük bir şaşkınlık içerisinde bana dönerek “Çetinkaya, Rembrandt hala yaşıyor mu yoksa?” diye sormuştu. Resim sanatında doruktasınız. Bundan sonraki hedefiniz, projeleriniz nedir?

Şimdiye kadar yaptıklarımın devamını planlıyorum; ama daha büyük, daha detaylı ve daha çarpıcı olmaları için çabalamaya devam edeceğim. Yeni objeler keşfetmek, yeni kompozisyonlar kurmak, farklı tarihsel olayları resmetmek gibi fikirler var.

Şehriyar Cem sizin oğlunuz, bizim de değerli bir sanatçı dostumuz. Efendiliği ile, sanatçı yönüyle hepimizin takdirini kazanmış mükemmel bir insan. Belli ki sizin tezgahınızdan geçmiş, iyi bir eğitim almış, pişmiş ve olgunlaşmış. Bana göre de en iyi eserinizden birisidir Şehriyar. Nasıl bir eğitimden, hangi disiplinlerden geçirdiniz? İstediğiniz gibi oldu mu, yerinize geçebilir mi, sanatınızı sürdürebilir mi?

Öncelikle çok teşekkür ederim nazik sözleriniz için. Şehriyar çok küçüklüğünden beri resme çok meraklıydı. Çocukluğu resim kitaplarının üstünde, onlara hayretle bakmakla ve benim resimlerime müdahale etmeye kalkışmakla geçti. Hatta bir kaç sefer de bunu başardı ve temizlemesi kolay olmadı. Henüz altı yaşındayken bir dostumun evindeki bir kaplan heykelinin resmini kurşun kalemle çizdiğinde hepimiz hayrete düşmüştük. Sonrasında da sürekli çizgi karakterler ve karikatürler çizerek büyüdü. Üniversite çağına geldiğinde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’ne girdi. Burada iki boyutludan üç boyutlu zemine taşındı ve bu sanat eğitiminin önemli bir bölümünü oluşturdu. Bitirdikten sonra Amerika’ya gidip The Art Students League of New York okuluna girdi; gravür ve çağdaş resim eğitimi alıp birçok eser üretti. Burada yaptığı çalışmalarla 2005 yılında Ankara’da ilk kişisel sergisini açtı ve büyük ilgi gördü. Şehriyar aynı zamanda benim gibi klasik resimler de üretmektedir. Her yaptığı resimde kendine yenilikler katmayı ve ilerlemeyi hedefliyor ve bu özelliğinden dolayı da büyük gurur duyuyorum. Daha gidecek çok yolu var ama eminim yeteri kadar çalışırsa çok önemli işlere imza atacak ve gelecekte hatırı sayılır yerlere ulaşacaktır.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.