© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

66. Cannes Film Festivali

66. Cannes Film Festivali

Cannes Film Festivali en sevdiğim festivaldir. Çünkü uzun sürer, çünkü her gün kırmızı halısı hazırdır ve her gün bu halıdan en güzel kadınların en güzel kıyafetleriyle salım salım salındığını görürüz. El emeği göz nuru her biri sanat eseri niteliğindeki haute couture parçaları o kadar sık görmeye başlarız ki bir ara doz aşımı bile yaşayabiliriz…

2013 Cannes Film Festivali’ni başlıklar altında ele alırsam;

Cannes’ın Kraliçeleri
Bu sene festivalde ön plana çıkan iki isim oldu. Nicole Kidman ve Sharon Stone. Nicole, Grace Kelly’i andıran narin görünümü ve zarif şıklığıyla, Sharon Stone ise kadınlara 50’li yaşlardan korkmayın dercesine her daim güzel ve şık olmasıyla göz doldurdu.

İlk gün Nicole Kidman giydiği siyah Alexander McQueen elbisesiyle incecik hatlarını ne kadar da zarif bir şekilde yansıtmış. Hele elbisenin havasıyla örtüşen saç modeline hayran kaldım.

The Great Gatsby’nin galasında ise Christian Dior elbisesiyle görüyorsunuz. Tek kelimeyle kusursuz.

Ama en vurucu şıklığı son güne sakladı. Giorgio Armani elbisesiyle mükemmel ötesi.

Sharon Stone ise güzel yaşlanan kadınlardan. Yüzüne müdahale etmiş olsa bile kesinlikle anlaşılmıyor. Göz çevresindeki kırışıklıklara dokunmamasına hayran kaldım. Botoksun verdiği yapaylık ve robot görüntü yok. Hala incecik ve hala giydiğini en güzel şekilde taşımayı başarabiliyor. Elektrik mavisi ve beyaz Roberto Cavalli elbiseleriyle Cannes’ın en mükemmel görüntülerini vermeyi başarıyor. Bir de bazılarına ancak hatlarınız mükemmelse dekolte verin diyor. Mesajım gitti sanırım!

Saadet Işıl Aksoy


Cannes’da Türk Baharı
Cannes Festivali’ne katılan Türklerden en fazla ses getiren Hülya Avşar oldu ama Cannes kırmızı halıya yakışanlar Cansu Dere ve Saadet Işıl Aksoy’du. Chopard’ın özel davetlisi olarak Cannes’a davet edilen Hülya Avşar’ın bütün elbiseleri Melih Yazgan imzalı. Hepsi birbirinden dekolteli olsa da aslında gayet sıradan modeller. Ne yazık ki ortada hayran kalınası beğenilesi pek bir şey yok. Hülya Avşar’ın seksi olmak yerine şık ve zarif olmayı tercih etmesini dilerdim. Saadet Işıl Aksoy ve Cansu Dere ise L’Oreal’ın yüzü olarak kırmızı halıdaydılar. Saadet Işıl Aksoy ilk gün Valentino Couture elbisesiyle ortaya şahane bir şıklık sundu, ki Valentino’nun bu çizgisi herkese yakışmaz. Taşıması ve yansıtılması zor look’un altından başarıyla kalkmayı bilmiş. Saçı, makyajı ve aksesuarlarıyla kusursuz bir bütünlük içinde. İkinci gün ise Emilio Pucci seçimiyle ilk günün aksine daha kadınsı ve seksi bir profil çizmiş ve bunda da başarılı olmuş. Güzelliğini abartmadan zarafet ile bütünleştirmeyi bilen herkes benim gözümde kazanandır. Kendisini kırmızı halıya çok yakıştırıyorum ve her daim bu tarz yabancı arenada görmeyi diliyorum.

Cansu Dere oldum olası abartısız şıklığı seçen ve şık olmayı başaranlardandır. Ama bizim kırmızı halılarımızda bu kadar ışıltılı ve en önemlisi bu kadar yüzünde güller açan kareleri hiç görmemiştim. Bu yüzden böylesi neşe dolu kareleri görmek sürpriz oldu! Alberta Ferretti elbisesi çok yakışmış. Saçı zarif, makyajı güzel, havası olması gerektiği gibi. Kırmızı halıda giydiğini profesyonel vücut diliyle harika yansıtmış.

Yabancı arenada olmayı en çok hak eden modacımız Arzu Kaprol da kırmızı halıdaydı. Chanel Iman’in giydiği siyah elbisesiyle yine yeteneğini konuşturmayı bilmiş.

Kırmızı Halı’da Minimalist Akım
Kırmızı halıda klas görünümlü gösterişli kıyafetleri severim. Tarz yapacağım diye hiçbir şeyi ön plana çıkartmamayı sevmem. Çarpıcı bir elbise seçmişseniz havasını dinginleştiren makyajı ve saç modelini ararım. Hepsini bir arada abarttığınızda ortaya çıkan görüntü kirliliğinden ise nefret ederim. Bu seneki Cannes Film Festivali’nde iki isim vardı ki inanın içimi şişirdiler. Rooney Mara ve Carey Mulligan. Fazla nötr, fazla silik, fazla minimal. Umarım bu akım fazla uzun sürmez.

En Değişik ve Güzel Saç Modelleri
Bu ödülüm hiç tartışmasız Nicole Kidman’a gidiyor. Giydiği her kıyafetle o kadar değişik ve giydiğine yakışan modeller seçilmiş ki her birine hayran kaldım. Bu konuda ciddi bir çalışma olduğu ortada. Bu kadar değişik ve birbirinden güzel modellerin seçilmesinin başka bir açıklaması olamaz.

Kırmızı Halının Marka Efendileri
Kırmızı halıda en fazla rağbet gören markaların başında yine Roberto Cavalli’yi görüyorum. Bu seneki sürpriz çıkış ise Christian Dior’a ait. Chanel ara ara yine göründü ama Dior’un üstünlüğü çok bariz ortada. Roberto Cavalli’yi seçenler çok çeşitli isimler olurken, Dior’u seçenler her daim aynı isimler yani marka elçileri Jennifer Lawrence, Julianne Moore ve Marion Cotillard. Tabii bu da Dior’un bilindik, tahmin edilir ve sıkıcı olmasına sebep oluyor.

En Başkasını Andıran Look
Hiç şüphesiz bu ödülüm Carey Mulligan’a gidiyor. Christian Dior elbisesiyle gördüğüm an ilk aklıma gelen Gwyneth Paltrow’un ikonik toz pembe renkli Ralph Lauren’i oldu. Hatta daha yakın tarihli Venedik Festivali’nde giydiği Prada bile diyebilirim. Demek ki seçimlerde ikonlaşmış kıyafetlere ve stillere pek dokunmamak gerekiyor.

Cannes’ın En Talihsizi
Tabii ki de Julianne Moore’un ayak parmakları! Bunu bizden biri yapsa günlerce haftalarca alay konusu olurdu. Böyle bir sahnenin kahramanı olmak istemiyorsanız evden çıkmadan ayna karşısında sadece yüzünüze bakmayın tamam mı?

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.