© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Finally I’m Home… (Ve Nihayet Evimdeyim)

Finally I’m Home… (Ve Nihayet Evimdeyim)

Türkiye’de kaldığım yarı yıl tatili dönüşü ve geçirdiğim kısa süreli rahatsızlığımdan sonra; dopdolu New York röportajları, Türk Cemiyeti’nden havadisler ve gezilip görülecek öneri mekanlarımla yeniden aranızdayım.

Bütün kış maruz kaldığımız onca hava muhalefeti ve krizler nihayet sona erdi. New York’un muhteşem güneşinin içimizi ısıtmaya başladığı bu günler, tüm hayatımıza kocaman pozitif bir enerji olarak şimdiden yansımaya başladı. Zaten içinde, dünyanın her renginden ve her dilinden insanlarını barındırarak hiç uyuyamayan bu şehir, yaz günlerinde adına daha da yakışıyor. Etraf rengarenk kıyafetleriyle koşuşturan, dans eden, eğlenmek için saatleri sayan insanlarla dolu. Tüm restoran ve cafeler yazlık mekanlarını tek tek açmaya başladılar ya da masalarını sokaklara taşıdılar bile…

blank
Hal böyleyken soğuk günleri çoğunlukla evlerinde geçirmeyi tercih eden Türk cemiyeti de verdiği davetler ve düzenledikleri birbirinden güzel organizasyonlarla hareketlenmeye başladı. Bunlardan en önemli ve anlamlı olanıysa, Türkiye’de de büyük yankılar uyandıran Türk Günü Yürüyüşü ve Festivali’ydi. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından düzenlenen birçok etkinliğin en büyüğü olan festivale Türkiye ve New York’un ileri gelen politikacılarıyla, Amerikan eyaletlerinden çok sayıda Türk vatandaş eşlik etti. Yürüyüşün sonunda sanatçı Serdar Ortaç aralarında Bakan Egemen Bağış ve Eşi, Wilma Elles ve iş adamı Kerem Göğüş gibi isimlerin de bulunduğu kalabalık davetli topluluğuna bir konser verdi. Madison Caddesi’nden itibaren her yerin kırmızı-beyaza büründüğü ve hepimizi gururlandıran bu güne katkılarından dolayı New York Büyükelçimiz Halit Çevik, Başkonsolosumuz Levent Bilgen, Türk Amerikan Dernekleri Federasyon Başkanı Ali Çınar ve emeği geçen diğer herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bakan Egemen Bağış’ın eşi Beyhan Bağış ve New York’ta katıldığı her davette zarafetiyle herkesin gönlünü kazanan Başkonsolos Levent Bilgen’in eşi Ayşe Bilgen de günün anlamına uygun kırmızı beyaz kıyafetleriyle göz doldurdular.

Yine çoğunluğunu aynı isimlerin oluşturduğu balo gecesine birlikte katılan ünlü oyuncu Wilma Elles ve yürüyüş sponsorlarından olan Göğüş Şirketler Grubu’nun sahibi genç iş adamı Kerem Göğüş, Amerikalı Türk hayranlarının büyük ilgisiyle karşılaşıp bütün gece fotoğraf çektirmekten yorgun düştüler.

New York Design Haftası’nda Fırtına Gibi Esen Türk Tasarımcılar…
MAG New York olarak davetli olduğumuz diğer bir organizasyonsa NY Desing Week kapsamında tarihi Terminal Stores binasında düzenlenen yılın en büyük tasarım fuarı Wanted Design’dı. Fuara Türkiye ilk defa, The American Turkish Society (Amerikan Türk Cemiyeti-ATS) tarafından düzenlenen İstanbul-New York başlıklı toplu bir sergi gösterimiyle katıldı. Sergide Umut Demirel’e ait mıknatıslı ayna, Can Yalman’a ait çay bardak seti, Koray Özgen’e ait kilim, Tamer Nakışçı’ya ait tabak seti, Erin Türkoğlu ve Melodi Bozkurt’a ait seramik masaüstü parçaları, Murat Koçyiğit ve Hande Akçaylı’nın “Pleat Box” adlı seramik lambaları ve Ali Bakova’ya ait karaf ile şarap bardağı seti gibi özgün tasarımlar ziyaretçilere sunuldu.

ATS Yönetim Kurulu Başkanı Murat Köprülü New York tasarım haftası kapsamında Türk tasarımcılarına ait ilk toplu serginin gösterilmesine öncülük ederek, New York’ta ülkemize ait modern tasarımın en iyi örneklerini sundukları için çok mutlu olduklarını belirtti.

Türk tasarımları, Karim Rashid, Tom Dixon gibi dünyaca ünlü tasarımcılardan da tam not aldı.

Ve etkinliklerimiz hiç hız kesmeden New York gece hayatının yeni nesil isimlerinden Türk girişimci Vedat Ülgen’in organizasyon şirketi The Guinea Pig Group tarafından Soho’da verilen partilerle devam etti. Tasarım ve sanat ögelerini davetlere taşıyan ve yalnızca kokteyl uzmanlarınca üretilen özel kokteyllerin servis edildiği çok değişik konsept partiler düzenleyen The Guinea Pig Group, bu parti serileriyle Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelerek Design Week’e katılan tüm tasarımcıların en eğlenceli buluşma noktası oldu.

Pool Art Fair
Dünya çapında farklı ülkelerden sanatçıların eserlerinin gösteriminden oluşan New York Pool Art Fair bu ayki etkinliklerimizden sonuncusuydu. Kendi alanlarında ün yapmış çeşitli ressam, heykeltıraş, fotoğrafçı ve bağımsız performanslar sergileyen diğer sanatçılardan oluşan 30 farklı isim üç gün boyunca FlatIron Otel’de kendilerini ve çalışmalarını tanıtma fırsatı buldular.

Uzun zamandır bu kadar keyifli ve sanata doyduğum bir gün geçirmemiştim. Pool Art Fair’in çok büyük bir başka özelliği de sanatçıların eserlerini sergiledikleri odalarda gelen her ziyaretçiyle stilleri üzerine sohbet edebiliyor olmasıydı. Tüm bunların arasında benim de tanışıp, konuşma fırsatı bulduğum, beni oldukça etkileyen iki ismi özellikle sizinle paylaşmak istiyorum. İlki Japon sanatçı Kohey-Arıkawa. Yaşamının en depresif ve umutsuz zamanında renklerin onun psikolojisi üzerindeki olumlu etkisini keşfederek çizmeye başladığını anlatan Kohey, bu kadar ilerleyebileceğini kendisinin de hiç düşünmediğini söylüyor. Yaptıklarıysa kesinlikle bende de gülümseyen bir ruh hali yarattı. İsmiyle aynı olan internet sitesini ziyaret etmenizi şiddetle öneririm.

İkinci favorimse Fransız Frederique Gilloux oldu. Odaya girdiğim andan itibaren, tablolarında resmettiği her kadının renklerinden ve ifadesinden kendime ait bir parça hissettim. Bunu söylediğimde Frederique’in verdiği cevap baktığım şeyleri gözümde daha da derinleştirdi.
“Ben renklerimi ve tüm tutkumu sanatım için birleştirdim. Şu an seninle bunu paylaşmak işin en zevkli kısmıydı. Senin hissettiğin duygunun gözlerine yansıdığını görmekse, benim için en büyük zenginlik oldu.” Artık sıkı hayranı olduğum bu kadınla da sitesine giderek tanışmanızı aynı şiddetle tavsiye ederim.

Ama kuşkusuz bizim için en heyecanlı tarafı MAG Dergi’nin New York fotoğrafçılarından sevgili arkadaşımız Sinem Yazıcı’nın da fuara katılan sanatçılar arasında bulunmasıydı. Bugüne kadar çektiği harika fotoğrafların bir kısmını ziyaretçilerle paylaşma fırsatı bulan Sinem’i bu büyük başarısından dolayı tebrik ediyor, daha nice sergilerinde yanında olmayı diliyoruz.

New York’tan şimdilik bu kadar. Önümüzdeki sayıda sürpriz konuk ve konularla yeniden buluşmak üzere.

Kucak dolusu sevgiler

Betül…

* Fotoğraflar için Jadore Andy Photography ve See See Multimedia Productions’a çok teşekkür ederiz. blank

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.