En Güzel Mimar Gamze Saygı
Birkaç yıl önce, bir güzellik yarışmasında ikinci seçilmesiyle adını duyduğumuz Gamze Saygı, şimdi hem bir gazetenin köşesinde, hem de tasarım ve dekorasyon projeleriyle karşımıza çıkıyor. Katıldığı güzellik yarışmasının, hayatında önemli bir basamak olduğunu söyleyen Saygı, yeni basamaklarını çıkarken neler hissettiğini, bizlere anlattı.
Bize kendinizden biraz bahseder misiniz?
37 yasındayım, 3 yasında Emir adında bir oğlum var. Mimari tasarım ve dekorasyon üzerine çalışan bir firmanın sahibiyim. HaberTürk gazetesinde mesleğimle ilgili bir köşem var. Oğlumu, işimi, hayatımı çok seviyorum. Yaşamın dakikasını bile farkında olmadan yaşamaya tahammül edemiyorum. Doğayı, spor yapmayı, seyahat etmeyi, güzel yemek yemeyi, arkadaşlarımı çok seviyorum.
Medya sektöründe sizi tanımamıza vesile olan, iyi bir dereceyle taçlandırıldığınız güzellik yarışmasıydı. Bugün düşündüğünüzde, “iyi ki katılmışım!” diyor musunuz?
“Kesinlikle evet!” diyorum. Hayatımın en güzel tecrübelerini bu dönemde kazandım. Benim için müthiş bir deneyim, kendime güvenimin gelişmesinde önemli bir basamaktı.
Siz, birini bir şey için taçlandırmak isteseniz bu, güzellik dışında hangi sebepten ötürüolurdu?
Hayata bakışıyla taçlandırırdım. Gülen yüz, pozitif bakış, hayat dolu olmak, kesinlikle tacı hak eder.
Formunuzu korumak için neler yapıyorsunuz?
Haftada 6 gün, 8km koşuyorum. 3 gün ağırlık egzersizi yapıyorum. Dengeli ve organik beslenmeye çalışıyorum veee gülüyorum.
Yapmayı en çok sevdiğiniz spor hangisidir? Spora ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
Koşmak. Aslında her gün koşmak istiyorum ama mecburen 1 gün ara verip vücudumu dinlendirmem gerekiyor.
Bir gününüzü nasıl geçirirsiniz?
6’da kalkıyorum, spor, duş, oğlumla kahvaltı… O okula, ben ofise… Öncelikle elimizdeki projelerin tasarımları ile ilgili toplantı yaparız. Güzel bir kahve, kendimle baş başa, tasarıma devam… 12.30’ da programım çok yoğun değilse, arkadaşlarımla güzel bir öğle yemeği yerim. Sonra şantiye kontrolleri… 6 gibi işimi bitirip oğluma zaman ayırabilmek için eve dönmeye çalışıyorum. Onunla akşam yemeğimiz tam bir seramoni. Onun uykuya geçişi 20.00-20.30. Sonra güzel bir müzik, gün değerlendirmesi, mail kontrolü ve kitap… Bazen de güzel bir film…
1999’dan beri sahibi olduğunuz mimarlık
firmasının işlerini yürütüyorsunuz. Medyadan
mimarlığa geçişinizin sebebi nedir?
Mimar olmam. Medya halen benim yaşamımın bir parçası. Hem dostluklarım, hem de iş ilişkilerim gereği, hiç kopmadım ondan.
İş alanınızda gerçekleştirmeyi en çok istediğiniz proje nedir?
İstanbul’u planlamak.
Son olarak, MAG okurları için ne söylemek istersiniz?
Her zaman söylediğimi, “sevmeyi öğrenelim…”
