© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Beymen’de Ece Sükan Rüzgarı

Beymen’de Ece Sükan Rüzgarı

Beymen muhteşem bir stil sohbetine daha imzasını attı ve Ece Sükan 2012 yılının en güzel parçalarını Beymen’de güzel bir ekspozisyonla anlattı. Beymen Trunk Show’da çok özel bir defile hazırlayan Ece Sükan, en özel markaları bir arada kullanarak çok güzel bir sunum gerçekleştirdi. Hem bayan hem de erkek ürünlerinin farklı kombinlerle kullanıldığı uygulamalı defilede stil ipuçları veren Ece Sükan’la Beymen Trunk Show’dan moda tutkusuna kadar birçok şey hakkında konuştuk…

 

Modellik, oyunculuk, DJ’lik gibi birçok alanda kendinizi kanıtlayan işlere imza attınız. Elinizi attığınız her işte harikalar yarattınız. Ve son olarak modayı ve moda editörlüğünü seçtiniz. Birçok işi yapabilecekken neden moda diye sorsak neler söylemek istersiniz?

Aslında kronolojide bir farklılık var, benim ilk göz ağrım zaten modaydı. Ankara’da ODTÜ Üniversitesi’nde Psikoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra İstanbul’a gidip mankenlikten önce moda editörlüğüne başladım. Zaten okul zamanımda dergicilik hep yapmak istediğim bir işti. O yüzden İstanbul’a gittim ve dergilerde çalışmak üzere imkanları araştırmaya başladım. Bu sırada modelliğe de başladım. İkisi de bir arada gidiyordu ama moda editörlüğü hep daha ağır basıyordu. Daha sonra modellik ağır bastı, oyunculuk girdi araya ama moda editörlüğünden hiçbir zaman vazgeçmedim. Küçüklüğümden beri dergilerle, fotoğraflarla ve kıyafetlerle yakından alakalı olduğum için moda editörlüğü hep yapmak istediğim bir şeydi.  New York’a gidip geldim, dergicilik üzerine eğitim aldım. Moda editörlüğünden hiç kopmadım bunun da en büyük nedeni eskiden beri modaya karşı olan ilgim olmasıydı… Bu tutku benim moda editörlüğünde kalmamı sağladı…

 

Sizi en iyi tanımlayan birkaç kelime söylemenizi istesek açıklamalarıyla birlikte bize neler söylersiniz?

Bu kadar işi yapmamın sonucu ya da sebebi olarak enerji dolu bir insanım. Çalışmayı, proje yapmayı çok severim. Onun haricinde eğlenceli biriyimdir. Hem çalışıp bir yandan da sosyal hayatımı, seyahat etmeyi ve birçok şeyi vizyonuma katmayı, gezmeyi, görmeyi çok severim.

 

Peki, Türkiye’de modaya yön veren bir isimsiniz. Herkes siz ne giyseniz onu giymeyi başlıyor. Bu nasıl bir duygu bize biraz tanımlar mısınız?

Tarzım aslında çok içgüdüsel, moduma göre değişiyor hatta deneysel bile diyebilirim. Evim de öyledir. Eklektiktir, hep toplama parçalardır, hiçbir şey takım değildir.  Kaosun içinde bir uyumu vardır.  Giyimimde de aslında öyle, çok renk kullanmayı severim ve çok renkli giyinirim. Hatta yurt dışında ki bloglarlarda adımı “master of color” diye geçiriyorlar.  Dergide de bana hep öyle derler.  Rengin enerjisini seviyorum.  Eklektik, deneysel ve özgür bir tarzım olduğunu söyleyebilirim. Bu zaman zaman çok bohem de olabiliyor. Zaman zaman da çok klasik çok glamour ya da vintage ile yeniyi karıştırabiliyorum. Yani her şey bir arada olabiliyor.

 

Moda ikonusunuz. Birçok kişiye tarzınızla yön veriyorsunuz.  Dışarıda gezerken keşke bugün de eşofmanlarımla spor ayakkabılarımla dolaşsam dediğiniz oluyor mu?

Geziyorum aslında ama arkadaşlarımın söylediği kadarıyla ben eşofman giydiğimde bile çok farklı herkesin giymeyeceği bir mont giyerek ya da bir şapka takarak o spor kıyafet kendi içinde farklılaştırabiliyorum. Ama bunu da farklı olayım diye değil sadece içimden geldiği için yapıyorum…

 

Peki, giyinirken nelere dikkat ediyorsunuz. Dolabınızın karşısında durup saatlerce düşünüyor musunuz yoksa hemen giyinip çıkıyor musunuz?

Tabi değişiyor ama ben hiçbir zaman bir gün önceden ne giyeceğimi düşünmem.  Böyle enteresan bir durumum var. Çok önemli bir gece de olsa durum hep böyle oluyor. Aslında düşününce ben bile inanamıyorum.  Ya da ertesi gün çekime ya da ofise gideceksem gerçekten sabah ki moduma göre spontane bir şeyler giymeyi seviyorum. Bazen hemen ilk seçimlerimde ortaya çıkıyor giyeceğim kıyafet bazen de çok daha uzun sürüyor tabi…

 

Dolabınızda olmazsa olmaz dediğiniz en özel parça nedir?

Dükkanımdan kalma çok özel vintage elbiselerim var. Yani zaten onları da giymeye kıyamıyorum öyle tutuyorum elimde. Biraz koleksiyonel ruhum da var benim bu yüzden onlar benim olmazsa olmazlarım. Birçok şey sayabilirim ama en özel parça olarak vintage elbiselerim diyebilirim.

 

Peki, giymekten hoşlanmadığınız, asla bunu giymem kesinlikle bununla dışarı çıkmam dediğiniz takı, aksesuar, kıyafet var mı?

Bu işin içinde olduğum için çok daha profesyonel bakıp her şeye bir referans bulabiliyorum. Hiç kimsenin sevmediği bir kıyafeti biz beğenip çekimlere yansıtabiliyoruz ve kesinlikle olmaz dediğim bir şeyi kendime de bazen yakıştırabiliyorum. Bu sebepten dolayı “aslalarım” yok. Ama uzun bir balon etek ya da topuklu spor ayakkabı giymem. Çünkü biraz da işimden dolayı tipleme yapmayı seviyorum. Ben styling yapıyorum ve styling de biz insanları tipliyoruz, stilize ediyoruz. Kendimde de onu görüyorum aslında. O yüzden de “kesinlikle” diyemiyorum.

 

Her zaman giydiğiniz kıyafetlerin farklı bir havası oluyor. Tarzınız ve seçimleriniz muhteşem.  Bildiğim kadarıyla moda eğitimi almadınız. Peki, hiç kendi kendinize keşke moda eğitimi alsaydım dediniz mi?  Ya da gelecekte eğitim almayı düşünüyor musunuz?

Tasarım ve moda tasarım eğitimi almaya ihtiyaç duymadım ya da alayım diye hiç düşünmedim. Çünkü yaptığım iş daha farklı. Ben seçerek yaratıcılık yapıyorum.  Styling dediğimiz şey, çekime, kişilere, olaylara creative, artistik bir direksiyon vermek. Eğer tasarım eğitimi alsaydım tabi ki faydası olurdu belki farklı bir bakış açısı getirirdi. Her zaman öğrenmeye açık biriyim.

 

Biraz da Beymen styling day’den bahsedelim.  Davetlileri neler bekliyor?

Trunk show, ekspozisyon dediğimiz sezonun koleksiyonlarından bir seçme sunuyoruz. Güzel bir atmosferde Beymen müşterileriyle sezonun trendleri paylaşıyoruz. Kombinleri, alternatifleri gösterip mağazadaki ürünleri nasıl kullanabileceklerini gösteriyoruz.

 

Peki, kıyafetleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Bu yüzden beraber çalışıyoruz.  Farklı bir gözün nasıl baktığı çok önemli. Olay tamamen nasıl sunduğunuz ve nasıl kombine ettiğinizle alakalı. Mağazada belirli kombinler var ama ben bunları kırıp, bozup “Ece tarzını” katıyorum. Belki hiçbir Beymen müşterisinin bugüne kadar karşılaşmadığı inanılmaz renkli bir kombinasyon katıyorum. Farklı bir göz, farklı bir vizyon göstermeye çalışıyorum. Oda benim kendi kişiliğimden, mesleki tecrübemden dolayı getirdiğim bir nokta oluyor. O yüzden şöyle diyebilirim; “her şeyi kendi göz zevkime kendime göre seçiyorum”.

 

Gelen davetlilere bilgiler veriyor musunuz? Kendileri ile ilgili sordukları sorularda yardımcı oluyor musunuz?

Zaten sunum yaparken kıyafetleri mankenler üzerlerinde ben anlatıyor oluyorum.  Böyle yaparken de bilgiyi paylaşmış oluyoruz.  Tek tek yorum yapma durumu yok şuan için çünkü bu defile gibi bir şey. Ama defile sonrasında katılan davetlilerle kıyafetler hakkında bilgi alışverişi yapıyorum…

[nggallery id=823]

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.